Önce prim şampiyonu olmuş Basketbol Milli Takımı`na başarılarından dolayı yeni yapacağı kapalı sitede birer daire vereceğini açıkladı.
Sonra gündemin Tophane olayı ile meşgul olduğu bir Cumartesi sabahı, bütün büyük gazetelerde “istikbal gök(delen)lerdedir” der gibi gözlerini kısarak bakan ve “Bu ülkede herkes iyi yaşamayı hak ediyor” özlü sözüyle, kendisini şürmanşetten gördük. Taşlar yerine oturuyordu. Aynı günün akşamında başrolde olduğu reklam filminde, “Ben Ali Ağaoğlu. Burası Istanbul Ayazma. Burada 3100 konutluk yeni bir yaşam merkezi kuruyoruz. % 87`si yeşil alan olacak. İçinde golf sahası bile olacak. Hep hayal ederdim 10. kattaki evin bahçesi olur mu? Yaptım olacak. Çünkü bu ülkede herkes havuzlu, güzel, kaliteli bir evde oturmayı hak ediyor… Bu yeni projemizde 10 bin lira peşinat veren herkes daire sahibi olacak.” Diyerek ballandıra ballandıra yeni Ağaoğlu My World Europe projesinin detaylarını anlatıyordu.
Bütün bu reklamların reklam kokan hareketler olduğunu, bir reklamla nasıl da iki kuş vurulabileceğini hemen akabindeki günlerde basından öğrenme şansımız oldu. Ali Ağaoğlu, kendi şirketinin reklam filminde oynadığı için tam 1 milyon dolar ücret almıştı ve bu parayı eğitime bağışlayacaktı ve evet bu eli açıklık onu bir kere daha gazetelerin ön sayfalarına taşımıştı..
Karşımızda ciddi bir sosyal sorumluluk eylemliliği içinde bir müteahid mi, yoksa bu işte bir iş mi vardı?
Kamuoyunun merkezindeki Milli Basketçilere gösterilen hayırseverlik ile başlayan gündemden nemalanma fırsatçılığı, bir cebinden 1 milyon dolar alıp öbür cebine aktardığı reklam gelirini “eğitime” bağışlama büyüklüğüyle katmerlenmişti. Bu işte ki işi anlamak için literatüre yeni bir kavram katmamız gerekiyor sanırım: kentsel aklama (urban wash). Aslında kentsel aklama, çevre duyarlılığını reklam malzemesi olarak kullanmayı açıklayan yeşil aklama (green wash) benzetmesinden fazlasıyla esinlendi. Yeşil aklama hikayeleri çoktur. Örneğin Garanti Bankası harcadıkça çevre projelerine kaynak aktaran Yeşil Bonus kartı ile çevreye duyarlı bir imaj çizerken, Hasankeyf`in ve Dicle Vadisi`nin imajını komple çizecek Ilısu Baraj Projesi`ne kredi vermekten geri durmaz..
Acaba bu Ağaoğlu fenomeni ile karşımızda, kentsel dönüşüm mağduriyetleri üzerinden elde edilecek bol sıfırlı kazançların sosyal sorumluluk makyajı ile aklanması durumumu var? Ve bu kentsel aklama olayı ya tutarsa?
Ne alakası var diyen, sosyal sorumlu seslere bir hatırlatma. Bugün, 10 bin peşinat veren ve bolca borçlanan herkesin iyi yaşama hakkına kavuşacağı, havuzlu, güzel, kaliteli bir evde oturacağı, kah golf kah 12 dev adam ile basketbol oynayacağı, isteyenin 10. katta teras bahçesinde takılacağı TOKI ortaklığı ile gerçekleştirilen Ağaoğlu My World Europe projesinin tam da bulunduğu yerde, Ayazma`da, Olimpiyat Stadı`nın oralarında, yakın bir zamana kadar Ayazmalılar olarak bilinen kentin yoksul emekçileri yaşardı.
TEM Bağlantısı, Olimpiyat Stadı derken rant değeri yükselen bu Gecekondu mahallesi, Küçükçekmece Belediyesi, IBB ve TOKI üçlü protokolü ile kentsel dönüşüm alanı ilan edildi. Binlerce insan (256 kiracı, 1474 sayıda mülk sahibi olmak üzere 1730 adet hak sahibi) TOKI`nin Bezirganbahçe Toplu Konutları`nda (peşinatsız ve sabit taksitle) yeniden iskan edildi. Ayazmadaki konutlar tahliye edildi ve yıkımlar gerçekleşti. Sıra sıra uzanan TOKI`nin soğuk beton yığınlarında, üzerlerine üzerlerine gelen duvarlar arasında ruhu sıkışan Ayazmalılar, düşük inşaat kalitesi, aylık taksit ve aidatlar, ve iş imkanlarına olan uzaklık gibi faktörlerle toptan baş etmek durumunda kaldı, bir çoğu bu değişen yaşam koşullarında barınmayı başaramadı, haklarını elden çıkardılar (Bu başka bir yazının konusu..).
Bezirganbahçe Toplu Konutları`nda bile hak sahibi olamamış 18 kiracı ailenin çektikleri sıkıntı başlı başına ibretlik bir hikaye. Yine Ayazma`da gecekonduda ikamet ediyor olmalarına karşın, hak sahibi sayılmamışlar, konutları belediye tarafından yıkılmış ve evsiz kalmışlardır.Yıkılan konutları üzerinde kurdukları barakalarda iki sene, yağmur, çamur, kar, fırtına demeden yaşayan 18 aileye, verdikleri mücadelenin sonunda Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay 20 Kasım 2009 günü Esra Ceyhan’ın programında, Bezirganbahçe’deki toplu konutlara taşınanların koşullarında sosyal konut tahsis edileceğine, bu konutlara yerleşene kadar da kira yardımı yapılacağına söz verdi. Bu sözleri Nisan ayında Küçükçekmece Kent Konseyi toplantısında, seçim sürecinde çeşitli seçim konuşmalarında, Haziran 2009 tarihinde Birleşmiş Milletler HABİTAT heyeti karşısında tekrarladı.
Gel zaman git zaman TOKI`nin Kayabaşı Konutları`nda hak sahibi olduğunu öğrenen 18 aile umutlanmıştı. Ancak TOKİ yetkilileri 1 yıl boyunca kira yardımı yapılan ailelerden 10.000 TL ile 15.000 TL arasında peşinat istemekte, Bezirganbahçe Konutlarında maliyetine yakın bedelle konut tahsis edilirken, şimdi daha küçük konutları daha pahalı fiyatlarla satmaktadır. Bezirganbahçe Konutlarında sabit taksitlendirme varken 18 aileye memur maaşlarına endeksli taksitlendirme yapılmıştır.
Kira yardımı ile yaşayan düzenli bir işi bile olmayan yoksul insanlara “10 bin peşin daire senin” derseniz, onlarda isyan eder. Gerçekten sorumluluk sahibi insanlara da (bknz. kentsel aklama) onlara destek olmak düşer. Ayazmalı 18 aile de, aylarca Küçükçekmece Belediyesi önünde onlarla dayanışan insanlarla birlikte oturma eylemi yaptılar. Ve yapılan bu eylem, sadece ve sadece verilen sözlerin tutulması, barınma ihtiyaçlarının sağlanması, Bezirganbahçe Konutları ile aynı koşullarda (peşinatsız ve sabit taksitle) hak sahibi olabilmeleri içindi.. Bugün her yerde Ali Ağaoğlu ve yeni Ayazması boy gösterirken, Ayazmalılarında gücü tükenmekte, dirençleri kırılmaktadır..
Bu konuda hiç ses çıkartmamış olanları, veya “onlar gecekonducu, işgalci, ve zaten de kiracılarmış” vs. diyen sesleri, şimdi vicdanlarının ve Ali Ağaoğlu`nun “bu ülkede herkes iyi yaşamayı hak ediyor” sesiyle baş başa bırakıyoruz. Bir tarafta “10 bin peşin daire senin”lerin golf sahalı yeni Ayazması, öbür tarafta 10 bini olmadığı için TOKI`nin sorun yumağı sosyal konutlarında bile hak sahibi olamayan Ayazmalı mağdurların yıllardır yaşadıkları..
Tabii ki Ayazmalıların barınma haklarına kavuşması yönünde sorumluluk kamu-da-dır. Kamu gereğini yapmalıdır. Ancak, Ağaoğlu TOKI ile ortaktır. Yoğun kentsel aklama faaliyetleriyle, Ayazmada yaptığı projesiyle artık bu sorunun sorumluluğunu paylaşmaktadır.
Evet bu ülkede herkes iyi yaşamayı hak ediyor. Ama bazıları diğerlerinden daha çok.. Buna dur demek hepimize düşüyor…